BENİM MS HİKAYEM - ILGIN GÜRAL
Benim Hikayem…
MS hastalığıyla ilgili pek de iyi olmayan şeyler duyar, bu hastalığa yakalanmış olanları şanssız kimseler olarak görür, onlar için üzülürken, MS şüphesiyle hastaneye yatmam arasından çok da uzun bir zaman geçmemişti. Başkalarının, hatta hiç tanımadığım insanların, doğru düzgün bilmediğim bir hastalığa yakalanmalarına üzülürken bana MS tanısı konması hastalık hakkında en ufak bir bilgisi bile olmayan yakınlarıma ve de bana çok dramatik gelmişti! Neler oldu, nasıl oldu sorularının kendime ve bu yazıyı okuyanlara yararı olmayacağını ,hatta zarararı olabileceğini, düşündüğümden ayrıntılara değinmeyeceğim. MS’ ten sonra daha iyi olmak için neler yapabileceğimi araştırırken beynin hayal ve gerçeği ayırt edemediğini ve yaşanılan olumsuz durumlara konsantre olunduğunda bedende aynı reaksiyonların ortaya çıktığını bu yüzden de olumsuzluklar üzerinde durmak yerine, olumlu ve bizi motive edecek duygu ve düşünceler üzerine yoğunlaşmanın daha yararlı olduğunu öğrendim. Daha sonra uyguladığım çalışmalarla da böyle olduğunu deneyimlediğimden, hastalıktan ya da herhangi olumsuz olayla ilgili konuşmaktansa, bedende olumlu duygular yaratacak deneyimleri paylaşmanın daha yararlı olacağını düşünüyorum. MS’ in açılımı benim için M.S., Milattan Sonra, oldu; bir dönüm noktası oldu. Hastanede uyandığım ilk sabah aklıma; hayatımda pek de yolunda gitmeyen şeyler olurken altı ay önce rastladığım (rastladığım diyorum çünkü rast gelmişti) ve tekrar ettiğim : “Değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti; değiştiremeyeceğim ve değiştirilmesine gerek olmayan şeyleri kabullenme gücü ve bu ikisi arasındaki farkı ayırt edebilme bilgeliği” sözü gelmişti, hastanedeki bu uyanışın belki de yaşamımda da bir uyanışa neden olabileceğini düşündüm. Sadece düşünmekle kalmadım bunun kararını da aldım. Değişmesi gerekenler de gerçekten değişti. MS bende büyük farkındalıklar yaratmıştı, hayatımda çok şey olumlu anlamda değişti. Yarım kalan öğrenimim dahil olmak üzere hayatımdaki yarım kalmışlıklar tamamlandı. Bir çok düşünce tekniği seminerine katıldım, reiki 1, reiki 2 eğitimleri aldım. Hayatımın geri kalanında yaşam biçimi haline getirdiğim; kendime ve kendimle beraber hasta, sağlıklı pek çok kişiye de yararlı olabilecek yogayla tanışmamı sağladı. Yogadan sonra kendimdeki iyiliğin farkına vararak bunu MS’li ve tıbben sağlıklı ancak doğru nefes almayı unutmuş kişilerle paylaşmayı istedim. Yoga eğitmeni olmamın temelinde de yine MS yatıyor. MS’ten korkmuyorum çünkü; o sadece bir hastalık, tıpkı grip gibi, kişiden kişiye değişiyor bazıları hiç durmadan gribe yakalanırken, bazıları yıllarca hiç grip olmuyor. MS‘ten korkmuyorum çünkü madem ki “yaşam son ana kadar süren bir öğrenme projesi” bence ders çıkarmak , öğrenmek gereken şeyler var ve başımıza gelen olumsuz olaylara üzülerek vakit kaybetmek yerine, öğrendiklerimizin yararlarına odaklanmakta fayda var, MS’de bunlardan sadece biri. Mahatma Gandhi’nin söylediği gibi : “Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür… Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür… Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür… Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür… Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür… Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür… Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür…” ve madem ki ” hayat sadece bir gün ve o da bugün” bugünümün, şu anki duygularımın kadere dönüşebilecek bir basamak olduğu bilinci ve bilgisiyle bugünümü MS‘ten korkarak geçirmek yerine aldığım her nefesin en güzel armağan olduğu farkındalığıyla mutlu olmayı tercih ediyorum.
Sevgilerimle…
Ilgın Güral