Birçok MS hastası titremeden (tremor) yakınır. MS hastalarında görülen titremenin en yaygın nedeni istemli kas hareketi ve dengeyi koordine eden yollardaki sinir liflerinin üzerindeki miyelinin kaybıdır. 

 

 

Sıklıkla kontrol edilebilir ve hafif bir sorunken kimi zaman günlük yaşamı sınırlandıran bir hale gelebilir. Büyük genlikteki titreme genellikle kol ve bacaklardaki ileri geri sallanma hareketleridir. Hareket sırasında görülen ya da bir iş yapma sırasında görülen titremeler, kişi bir şeye uzandığında başlar. Titreme çok şiddetli olduğunda kişinin yemesini, yazmasını, konuşmasını ya da yürümesini engelleyebilmektedir. Vücudun çeşitli yerlerinde olabilir. Titreme kollarınızı ve bacaklarınızı, başınızı, gövdenizi ya da konuşma veya cinsel işlevlere yarayan kaslarınızı etkileyebilir.

 

Çeşitli titreme tipleri vardır:

  • Hareketle ilişkili (intansiyonel) titreme: Hareketle en belirgin hale gelen ve hareketsizken genellikle ortadan kalkan titreme biçimidir. Eliyle bir şeyi yakalamaya ya da bir şeye ulaşmaya çalışırken ortaya çıkma eğilimindedir. Elinize bir şeyi almak için uzanırken (örneğin; tarak, kalem), ağaçtan meyve toplarken, pazarda sebze seçerken ortaya çıkabilir. Daha çok engelliliği belirgin MS’lilerde görülme eğilimindedir.

 

  • Postural (Duruşa bağlı) titreme: Genellikle vücudun herhangi bir parçası yer çekimine karşı bir pozisyondayken ortaya çıkar. Örneğin; ayakta ya da oturur durumda titremeniz olurken uzandığınızda ortadan kalkar. Bir kahve tepsisini taşıdığınızda, elinizde bir çay bardağı varken görülen titreme bu tipte bir titremedir. 

 

  • İstirahatte titreme: Bir beden parçası istirahatteyken ortaya çıkan titremedir. Örneğin; oturur durumda, ellerimiz serbestçe bacaklarımızın üzerindeyken ortaya çıkan titreme istirahat titremesidir. MS’te seyrek olarak görülür. Daha çok Parkinson hastalığında görülen bir titreme şeklidir.

  • Titremenin gözlerde ortaya çıkan biçimine “nistagmus” denir. Beyin sapı/ beyincik bölgesinin tutulumuna bağlı ortaya çıkar. MS’te sık görülen bir bulgudur. 

Titreme, hareketlerin eşgüdümünü sağlayan beyin bölgeleri ve yapılarındaki MS plakları ya da hasara bağlı olarak ortaya çıkar. Bu nedenle, titremesi olan kişilerde, konuşmanın bozulması, yutma güçlüğü gibi kimi başka belirti ve bulgular da görülebilir. Çünkü bu işlevler de kasların eşgüdüm (koordinayon) içinde çalışmalarını gerektirir. 

 

 

Titreme ruhsal ve sosyal yönden çok olumsuz sonuçlar doğurabilir. Titreme nedeniyle MS’li bir birey kendini toplumdan soyutlayabilir. Bu durum depresyona ve başka ruhsal sorunlara neden olabilir. Titremenin kendisi, ruhsal yönden sıkıntı yaşayan bir kişide daha da artma eğilimindedir. Yani kısır bir döngü oluşur. Burada bir psikiyatrist, pisikolog ve sosyal hizmet uzmanı/danışmanı çok önemli işlev görebilir.

Titreme tedavisi çok zordur. Ne yazık ki halen en can sıkıcı MS belirtilerinden biridir. Fiziksel ve mesleki tedavi teknikleri, ilaç tedavisi, stres yönetimi, nörolojik cerrahi müdahale ve elektrot implantları tedavi seçenekleri arasında yer alır. Bir kişi için bu seçeneklerin bazıları işe yararken diğerleri yaramayabilir. Titreme sorununu alt etmek için sabır, sağlık görevlileriyle iyi iletişim ve bir miktar yaratıcı sorun çözme becerisi gerekmektedir.

MS’li bir birey titreme yakınması olduğunda bunu; hekimi, fizyoterapisti, hemşiresi ve psikiyatristi ile görüşmelidir. Bunun çok yaygın bir sorun olduğunu ve az ya da çok, şu ya da bu yöntemle azaltılabileceğini; ama tedavisi ile ilgili olarak basit bir yanıtın bulunmadığı bilinmelidir. Ancak bu sorunu azaltılabilir. İlaç tedavisiyle kısmi rahatlık sağlanabilir. Aynı zamanda günlük faaliyetlerini daha rahat yerine getirmesine olanak sağlayan bazı stratejiler öğrenilebilir. İleriye yönelik plan yaparak titremeyle ilişkili sorunların olumsuz sürprizlere neden olması önlenebilir. 

 

İlaç Tedavileri

 

Günümüzde, doğrudan doğruya titremeye yönelik herhangi bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak bazı ilaçların değişen derecelerde yardımcı olan ikincil etkileri bulunduğu görülmüştür. Bazı kişiler bir ilaca iyi yanıt verirken diğerleri birden fazla ilacın bir arada alınmasından yarar görmektedir. Bazı kişilere ise herhangi bir ilacın etkisi olmamaktadır. Titreme görülen hastalar hangi ilaç tedavisinin kendilerine iyi geldiğini belirlerken hekimleri ile birlikte sabırla çalışmalıdır.

Titreme tedavisinde kullanılan ilaçlar

 

 

  • Hidroksizin (Atarax™): Stres nedeniyle kötüleşen hafif titremelere yardımcı olan bir antihistaminiktir
  • Klonazepam (Rivotril®): Yatıştırıcı etkisi bulunan anti-anksiyete ajanı
  • Propranolol (Dideral®): Bazı titremeleri kısmen azaltan bir beta-blokerdir
  • Buspiron (Buspon®): Anti-titreme etkileri bulunan anti-anksiyete ajanı
  • Ondansetron (Zofran®): Anti-titreme etkisi bulunan bulantı giderici ilaçtır. Ancak çok pahalıdır
  • Primidon (Mysoline®): Düşük dozlarda anti-titreme etkisi bulunan bir anti-epileptiktir. Yatıştırıcı etkisi bulunur.
  • Acetazolamide (Diamox): İdrar söktürücü etkiye sahiptir. Postüral titremeye yardımcı olmaktadır.

Denenebilecek diğer ilaçlar arasında gabapentin (Neurontin®), isoniazid ve tri- hexyphenidyl (Artane). Bazı büyük tremorlarda, aynı zamanda spastisite tedavisinde kullanılan bir ajan olan baklofen (Lioresal).

Ataklarla giden (relapsing remitting) MS’lilerde immunomodülatörler kullanılmaktadır. Bu ilaçların titreme dahil mevcut bulunan semptomlar üzerinde doğrudan bir etkisi olmasa da hastalığın ilerlemesini yavaşlatmakta ve merkezi sinir sistemi dokularının daha fazla zarar görmesinin engellenmesinde yardımcı olmaktadır.  

 

 

Titremenin günlük yaşam üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için pratik stratejiler ve adapte edilebilir destekler elde edilebilecek kaynak olarak bir ergoterapist/fizyoterapist önerilir.

Bazı titremeler kol desteği kullanılmasıyla kontrol altında tutulabilmektedir. Kişi belirli günlük faaliyetlerini yerine getirirken katı kol desteği etkilenen uzvu destekleyebilir. Sonrasında kol desteği çıkarılır. Ancak bazı kişilerde kol desteği kullanımı spastisite gibi diğer bazı sorunları arttırabilmektedir. Böyle bir sorun olduğunda doktorunuza/fizyoterapistinize danışmanız gereklidir.  

Bazı kişiler ön kol hareketlerini daha iyi kontrol etmek için kollarını vücutlarına yapışık tutmayı ya da dirseklerini göğüslerine dayamayı yararlı bulmaktadır. Cırt cırtlı bantlarla ayak ya da kol bileklerine ağrılık bağlanması da etkilenen uzvun sabitlenmesine yardımcı olabilmektedir. Ağırlaştırılmış ayakkabı-botlar da kullanılabilmektedir. Baston ya da yürüteçlere ağırlık eklenmesi ya da ağır kaşık ve çatalların kullanılması da titreme esnasında bu aletlerin kullanımını kolaylaştırabilmektedir. Ağır aletlerin kullanımı bunların neden olacağı yorgunluğa göre dengelenmelidir. 

 

 

Adapte edilebilir aygıtlar, örneğin yazmayı ya da bilgisayar kullanımını kolaylaştıran bilek destekleri ya da yiyecek ve içecek dökülmesini en aza indirgeyecek tabak ve kupaların kullanılması da bazı hastalar için iyi gelmektedir. 

 

 

Fizyoterapist ya da ergoterapistler belirli etkinlikler için belirli pozisyonları öğreterek ya da denge ve koordinasyon egzersizleri ile titreme etkilerinin azaltılmasını sağlayabilmektedir. Bu egzersizler, örneğin yemek yemek gibi faaliyetlere ilişkin belirli hareket dizilerinin ilgili kaslar, sinir sistemi rahatsızlığını aşacak kadar bu şablonları “öğrenene” değin tekrar edilmesini içerebilir. Yani tekrar ederek güçlük aşılabilir. Rehabilitasyon uzmanları beynin denge merkezlerini uyaracak egzersizler de öğretebilir. Bilgisayarlar insanların denge sorunlarını zamanında fark etmelerini sağlayabilecekleri biyo-geribildirimler verebilmektedir. Bu alandaki gelişmeler baş döndürücü bir hız göstermektedir.